Özet
TENECİOĞLU ÂŞIK HÜSEYİN VE ACEM KIZI TÜRKÜSÜ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Her türkünün mutlaka bir serüveni vardır. Anadolu’da türkü söylemeye daha çok “türkü yakmak” ya da “türkü çığırmak” denmiştir.
Türküler, acılarımızı, sevinçlerimizi, özlemlerimizi hal diliyle bir müzik eşliğinde dolaylı şekilde söylenme şeklidir. Türküler aynı zamanda gönül diliyle de kurulan bir iletişim aracıdır.
Türküler çok zaman âşıklar tarafından bir olay üzerine yakılmış olmasına rağmen günümüzde daha çok şiirlerden esinlenerek bestekârlar tarafından bestelenmeye başlanmıştır.
Türkülerin üretilmesinde ve Anadolu coğrafyasında yayılmasında âşıkların büyük katkıları olmuştur. Kimi âşıklar kendi ürünlerini üretirken, kimileri usta malı deyişler söyleyerek üretilen deyişlerin, türkülerin taşıyıcılığını yapmışlardır. Bu taşıma sürecinde bazı şiir[deyiş/türkü]lerin gerçek sahipleri unutulabilmekte, eserler farklı kişilere mal edilebilmektedir. Tenecioğlu Âşık Hüseyin de Cumhuriyetin ilk yıllarında Çukurova bölgesinde yaşamış, deyişler/türküler üretmiş bir âşıktır. Onun âşıklık serüveni Kahramanmaraş ili Afşin ilçesi Erçene köyünden başlamış tüm Çukurova’yı dolaştıktan sonra da köyüne dönmüş, burada vefat etmiştir. Tenecioğlu Âşık Hüseyin her ne kadar da bölgede tanınan bir âşık olmasına rağmen yaktığı türkülerden özellikle Acem Kızı, Neşet Ertaş’a mal edilen bir türkü olarak kayıtlara geçmiştir.
Bu çalışmamızda hem âşığın Çukurova’da yaşadığı dönemlerin izini sürecek hem de Acem Kızı ile ilgili bilgi ve belgelerle bu türkünün Tenecioğlu Âşık Hüseyin’e ait olduğu üzerinde duracağız.
Anahtar Kelimeler
Âşık Hüseyin, Neşet Ertaş, Çukurova, Acem Kızı, Türkü.