Özet
MEMLÛK SAHASINDA YAZILMIŞ BİLİNMEYEN BİR KISASÜ’L-ENBİYA
Türkler, İslâmiyet’i kabul ettikten sonra bu dinin öğretilerinin birincil kaynaktan öğrenilmesi amacıyla kutsal kitapları Kur’an-ı Kerim’e ardından da hadislere başvurmuşlardır. Tercüme faaliyetleri ile birlikte kaynağı kutsal kitaplara ve hadislere dayanan peygamberler kıssaları yazılmaya başlanmış ve ?ı?a?ü’l-Enbiya ya da ?ı?a?-ı Enbiya olarak adlandırılan bir türün oluşmasına zemin hazırlanmıştır.
Türk diline ait kaynaklarda Harezm ve Anadolu sahasında yazılan ?ı?a?ü’l-Enbiya ile alakalı çeşitli araştırmalar mevcuttur ancak Memlûk sahasında yazılan eserle alakalı herhangi bir tespit ya da değerlendirme söz konusu değildir. Literatüre katkı sağlayacağına inanılan bu eser, yazıldığı dönemin ya da sahanın belirgin dillik özelliklerini yansıtacak şekilde incelenmiştir. Başka bir ifade ile eserde ortaya çıkan fonetik ve morfolojik özellikler ortaya konmuştur. Bu bağlamda tüm ünlülerin ve kimi ünsüzlerin imlâ özellikleri ile yazıldığı sahanın tespitinde belirleyici özelliğe sahip kimi dillik özelliklerin üzerinde durulmuştur. Eserin dillik özellikleri değerlendirilirken fonetik ve morfolojik açıdan bir tutarlılık arz etmediğinin altı çizilmiştir. Memlûk sahasına ait yapılan kimi çalışmalarda ortaya konan bazı kuralların çalışmamıza konu olan söz konusu eserde geçerli olmadığına işaret edilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Memlûk, ?ı?a?ü’l-Enbiya, Kıpçakça, Oğuzca, imlâ özellikleri, dillik özellikleri.