Özet
KÜLT VE KÜLTÜR BAĞLAMINDA KADIN VE DOĞA
İnsanın iletişim kurmak, tahakküm altına almak, uyum içerisinde bir hayat sürmek istediği doğanın öğretilerine karşılık, insanoğlunun doğaya kattıklarının kültür olarak tanımlanabilmesi için doğa ve insan arasındaki ilişkinin ortaya konulması gerekmektedir. Genel olarak kültürlerde kadının erkek egemenliğinde olmasının kökeninde kadın ve doğanın sembolik ilişkisinin yer aldığı söylenebilir. Mitolojik ve sembolik bağlamda zihinlerde yer edinmiş doğa ile kadın zihinlerde bir bütün olarak algılanmıştır. Tabiat kültlerinin en kadim olanları arasında yer alan ağaç, mağara, toprak gibi kültler dişil tasavvurlar etrafında şekillenerek, kutsiyet kazanmış olup dünyaya gelişin, doğurganlığın, bereketin, korumacılığın sembolü olarak mitolojilerde yer edinmiştir. Kadının yaratılışı gereği sahip olduğu biyoloji ile doğa unsurları arasında kurulan bu bağ hayret, korku, kuşku gibi hisler ile birlikte saygı ve kült oluşumunu beraberinde getirmiştir. Doğanın doğal devinimi ile insan hayatındaki döngü ve insanın bedenindeki değişimler benzer bir algının ürünü şeklinde hayatın yön haritasını oluşturmuştur. Gündelik yaşantıların tabiatın döngüsü ile birlikte düzenlenmesi doğaya olan bağlılığı, inancı, kutsiyeti artırmıştır.
Bu çalışmada, kültten kültüre kadın ve doğa ilişkisi mitik dönemden günümüze incelenerek eril-dişil olgusunun inanç ve kült oluşumuna olan etkileri üzerinde durulacaktır. Kültür tarihi içerisinde doğaya olan bakış ile kadın algısına yönelik değişiminin nedenleri araştırılarak günümüz toplum yapısında kadın ve doğa özdeşliği çözümlenmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler
Kült, kültür, doğa, kadın, mit