Özet
MUHTEVASI YENİ BİR MANZUM HZ. ALİ CENK-NÂMESİ: HZ. ALİ’NİN İLK CENGİ
Türk kültür ve edebiyatında cenk-nâme denilince akla ilk gelen, Hz. Ali etrafında teşekkül etmiş metinlerdir. 13. asırdan 21. asra kadar geniş bir coğrafyada revaç bulmuş Hz. Ali cenk-nâmelerinin bugün kütüphanelerimize kayıtlı manzum, mensur yüzlerce nüshasının bulunması, geçmiş asırlarda halk tarafından ne kadar sevilip okunduğunun bir nişanesidir. Bugüne kadar manzum ve mensur Hz. Ali cenkleri üzerin pek çok çalışma yapılmış ve yapılmaya devam etmektedir.
Bu makalede, Hz. Ali’nin krolonojik açıdan yaptığı ilk cenginin tespiti, tanıtımı ve incelemesi yapılmıştır. Tür literatürü açısından yeni ve oldukça önemli olan, muhtevası bilinmeyen bu orijinal metin, Konya Koyunoğlu Müzesi’nde 11930 yer numarasıyla kayıtlı manzum Hz. Ali cenk-nâmelerini ihtiva eden bir mecmuanın 1b-5b varakları arasında bulunmuştur. Nesih hatlı manzumenin tam adı ve ne zaman yazıldığı belli değildir. Eldeki tek bilgi, H. Receb 1180/ M. Aralık-Ocak 1766-1767 tarihinde istinsahının tamamlandığıdır. Dil özelliklerinden ve diğer bazı karinelerden metnin Eski Anadolu Türkçesi devrine ait olabileceği düşünülmektedir. 121 beyitten müteşekkil, fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbıyla nazmedilen mesnevinin müellifi ve müstensihi de meçhuldür. Sarih bir Türkçe ile yazılan manzume, teknik açıdan (vezin, kafiye ve redif) başarılı olup mevlid üslubunu anımsatmaktadır. Manzum Hz. Ali cenk-nâmeleri içerisinde, Kesikbaş ve Ejderha hikâyeleriyle birlikte en az hacimli eser oluşu mesnevinin bir diğer dikkat çekici özelliğidir.
Hz. Ali’nin efsanevî şahsiyetinin aydınlatılmasına da önemli katkı sağlayabilecek bu eserin şekil ve muhteva yönünden tahlili, ardından transkripsiyon usulüyle Arap harflerinden Latin alfabesine aktarımı yapılmıştır. Çalışmanın sonunda da metnin tıpkıbasımına yer verilmiştir.
Anahtar Kelimeler
Hz. Ali, cenk-nâme, mecmua, mesnevi, metin neşri.