Özet
SÂDIKÎ, HULDÎ VE ŞİNÂSÎ'NİN KAHVE, KAHVECİ VE KAHVEHÂNE ÜZERİNE YAZILMIŞ ŞİİRLERİ
Klasik Türk edebiyatında sosyal hayata dair hemen her şeyin şiirde kendine yer bulduğu gibi, XVI. yüzyılda Osmanlı toplumuna girdiği bilinen kahvenin de şairler eliyle hemen şiirlere dahil olduğu görülmektedir. Kimi şairler şiirlerinin içerisinde bir ya da birkaç beyitte kahveye yer verirken, kimisi kahveyi merkeze alıp rediflerini de “kahve” yapmak suretiyle müstakil manzumeler kaleme almışlardır. Bu şiirlere bakıldığında, kahvenin vatanı, can verici/âb-ı hayat olması, cahillerin ondan uzak durması gerektiği, onun özünü anlayabilen âlimlerin içeceği olduğu, şarapla karşılaştırılması gibi konular yönünden işlenmiş, rengi ve kokusu yönüyle çeşitli benzetmelere konu olmuştur. Öte yandan böylesine değer verilen bir içeceğin içildiği ortam olan kahvehanenin âdâbı, buralara kimlerin gelebileceği ve kahveyi sunan kişi olan kahvecinin de faziletlerinden bahsedilir. Ayrıca kahve, çeşitli zamanlarda yasaklanıp serbest bırakılması ve buna dair fetvalara da konu olmuştur. Son yıllarda mecmua araştırmalarına gösterilen rağbetin bir sonucu olarak kahveye dair daha önce rastlanamayan bu tip örneklerin ortaya çıktığı görülmekte. Bu çalışmanın içeriğini de iki ayrı mecmuada bulunan Sâdîkî, Huldî ve Şinâsî’ye ait sırasıyla kahve, kahveci ve kahvehane muhtevalı şiirleri oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler
Klasik Türk Edebiyatı, Kahve, Kahvenâme, Kahvehane, Mecmua