Özet
TÜRK EDEBİYATININ BİLİNEN EN ESKİ NAZİRE ÖRNEKLERİ: SEYF-İ SARAYI’NİN ŞİİRLERİ
Nazire, edebî kavram olarak bir şairin manzum bir eserine, alelekser gazeline aynı vezin ve kafiyede olmak üzere yazılan benzeri şiir olarak tanımlanmıştır. Bu benzeri şiir, model şiirle anlam birlikteliğine sahip olmalıdır. Nazire şiir, örnek alınan şiirden söz ve anlam bakımından daha üstün olmalıdır. Nazire şairi bunu başaramzsa taklit seviyesinde kalarak başarısız olur. Nazireler derlenerek nazire mecmualarında bir araya getirilmiştir. Derleyeni bilinen nazireler Ömer bin Mezid’in Mecmûatü’n-Nezâir’i, Eğridirli Hacı Kemal’in Câmiu’n-Nezâir’i, Pervane bin Abdullah’ın Mecmûa-i Nezâir’i, Edirneli Nazmî’nin Mecmau’n-Nezâir’i ve Budinli Hisâlî’nin Metâliu’n-Nezâir’idir. 14. yüzyılda yaşamış Kıpçak şairi Seyf-i Sarâyî’nin Gülistan Tercümesi’nin sonunda on altı şiiri bulunmakta olup bunlardan sekizi naziredir. Seyf’in nazire yazdığı şairler; Mevlana Kadı Muhsin, Mevlana İshak, Mevlana İmâd-ı Mevlevî, Ahmed Hâce es-Sarâyî, Hârizmî, Abdülmecid, Tuğlı Hâce ve Hasanoğlu’dur. Seyf’in nazireleri örnek şiirle aynı vezin, kafiye ve konudadır. Vezin yönünden başarılı olan nazire şiirlerde şair kafiye kelime bulmada ve söz ile anlamı farklılaştırmada başarılıdır. Bu çalışmada Seyf-i Sarâyî’nin on altı şiiri çeviri yazılı ve dil içi çevirili olarak verilmiştir.
Anahtar Kelimeler
nazire, tetebbu, zemin, Seyf-i Sarâyî, Gülistan Tercümesi