Özet
ORTA ASYA'DAN ANADOLU’YA GÖÇ SONRASINDA TÜRKLERİN YAŞADIĞI KÜLTÜR DEĞİŞİMLERİ VE BU DEĞİŞİMLERİN FOLKLOR METİNLERİNE YANSIMASI
Bir kültür ögesinin başka bir topluma göçmesi, yeni bir toplumu etkilemesi ve o toplum tarafından benimsenmesi karmaşık bir olaydır. Bu kültürel göç olayı 19. yüzyıldan itibaren antropologlar tarafından araştırılmış, bu konuda teoriler ileri sürülmüş ve tartışmalar yapılmıştır. Varılan sonuçlardan bizi en çok ilgilendiren nokta şudur: Yeni çevrelere göçen kültür ögeleri yeni bir sosyal ve doğal çevrede insanlar tarafından kabullenilip, insan kişiliğine mal edilmiştir. Örnek verilecek olursa, kahramanlık destanları göçebe toplumun en baskın edebiyat türü olarak kabul edilmektedir. Dünyanın en büyük destan geleneğini Asya’da Türkler yaratmıştır. Müzik, şiir, atasözü, efsane, tarih, toplumun etnografyası ve inanışları bu destanlarda ifadesini bulmaktadır. Orta Asya’dan Anadolu’ya göçen ve Anadolu’nun zengin sözlü kültür geleneğine uyum sağlayan âşıklarımızın yarattığı edebiyat, şiirden ve şiir nesir karışımı bir tür olan aşk hikayelerinden oluşmaktadır. Bu aşk hikayeleri bize göçebe ve yerleşik kültür arasında kurulan sentezin başka bir örneğini vermektedir. Kültür göçlerinden ve kültür etkilenmelerinden sonra oluşturulan metinler, kültürel değişimin sözlü gelenekten yazılı eserlere nasıl aksettiğini, zaman içinde ne gibi değişimlere uğradığını bizlere açıkça göstermektedir.
Anahtar Kelimeler
Âşıklık Geleneği, Destan, Hikâye, Göç, Folklor