Özet
TÜRKÇE DİVANLARI ÖRNEKLEMİNDE ALİ ŞÎR NEVÂYÎ’DE KANAAT
Son birkaç yüz yıldır kentleşme olgusu, insanları belirli kalıplara sokmuştur. Her gün kapalı bir mekândan (ev) başka bir kapalı mekâna (işyeri, okul, hastane, alışveriş merkezi vb.) yer değiştiren, tekdüze yaşayan insanın ruh, beden, kalp ve akıl bütünlüğü bedeni önceleyen biçimde bozulmaya başlamıştır. Bu durum nefsinin isteklerini yerine getirmeye çalışan, hazzın peşinde koşan, doyumsuz bir insan tipini ortaya çıkarmıştır. Bu insan tipinin en belirgin vasfı,kanaatsizliktir.Kanaatsizliğin neticesinde toplumda haset, kin, tüketim çılgınlığı ve israf gibi olumsuzluklar yaygınlaşabilmektedir.
Makalede öncelikle kanaatin anlamı açıklanmakta; kanaatin iman, taat, rıza, sabır, fakr, istiğna, şükür, tevekkül, uzlet, züht gibi tasavvuf terimleriyle ilişkisi tetkik edilerek bu kavramın anlamsal çerçevesi çizilmeye çalışılmaktadır.
Kanaatin din, tasavvuf ve kültürümüzdeki yeri hakkında bilgi verildikten sonra kanaatle ilgili klasik Türk edebiyatında oluşturulan belli başlı metaforlar kısaca izah edilmektedir. Akabinde Ali Şîr Nevâyî’nin örneklem olarak seçilen Garâ’ibü’s-Sıgar, Nevâdirü’ş-Şebâb, Bedâyi’ü’l-Vasat, Fevâyidü’l-Kiber adlı divanlarında kanaatle ilgili oluşturulan teşbih, hayal ve tasavvurlar tasnif edilmekte; elde edilen veriler tablo ve grafikler yardımıyla yorumlanmakta, ortaya çıkan sonuçlar değerlendirilmektedir.
Çalışmanın hedefi, Ali Şîr Nevâyî’nin kanaat kavramı hakkında oluşturduğu hayal ve tasavvurları açıklamak, böylece sanatkârın dolaylı olarak da o çağın toplum zihniyetindeki kanaat algısını ortaya koymak, bu konuda günümüz insanının ve toplumlarının şuur sahibi olmasına katkıda bulunmaktır.
Anahtar Kelimeler
: Klasik Türk edebiyatı, Çağatay edebiyatı, Tasavvuf, Ali Şîr Nevâyî, Kanaat.