Özet
DİL BİLGİSİ ÇALIŞMALARINDA DİLİN DİZGE OLUŞUNUN İZLERİ
XX. yüzyılda Ferdinand de Saussure ile başlatılan dil bilimi akımının sonucunda dili bir dizge olarak benimsemek eğilimi yaygınlaşır; dile bakış, buna bağlı olarak da dil incelemelerinin yönü değişir. Sesten cümleye, hatta cümleüstü birimlere kadar tüm dil birimlerinin sisteme hizmet etmek için kodlandığı; en küçük anlamlı birimin kök olmadığı; ek, sözcük vb. bütün dil birimlerinin anlamlı olduğu; dilin sözcüklerden değil göstergelerden oluştuğu; dizgede yer alan dil birimlerinin yatay ve düşey ilişkiler içinde bulunduğu; dilin yüzey yapı ve derin yapı kapsamında ele alınması gerektiği tarzı söylemler, dil araştırmalarında varlık bulur. Bunun sonucunda alıcı, anlamsal ilişki, bağdaşıklık, biçimsel ilişki, bildirim, çıkarım, çizgisellik, değişken öge, derin yapı, dil içi gönderme, dil dışı gönderme, dil bilgisel işlev, dizge, düşey ilişkiler, eksik tekrar, eksiklik, eksilti, gönderge, gönderme, görev adı, gösteren, gösterge, gösterilen, koşutluk, öge dışlama, öge ekleme, öge silme, sezdirim, sıfır tekrar, sözlüksel işlev, ters tekrar, tutarlılık, verici, yatay ilişkiler, yüzey yapı, zorunlu öge vb. terimler öne çıkar.
Anahtar Kelimeler
anlamsal boyut, cümleüstü birim, çizgisellik, dil bilgisel işlev, dizge