Özet
CENGİZ DAĞCI’NIN VE CENGİZ AYTMATOV’UN ROMANLARINDA KOLHOZLAR VE KOLHOZ SİSTEMİNİN RUSLAŞTIRMADAKİ ROLÜ
Bu çalışmada Sovyetler Birliğinin özellikle kırsalda uyguladığı Kolhoz Sistemi ve bu sistemin Türk hakları üzerindeki etkileri üzerinde durulacaktır. Bilindiği gibi Stalin baskı ve sömürü politikalarını uzun bir zaman dilimine ve geniş bir coğrafyaya yaymak ve ekonomik olarak ayakta durabilmek için insan doğasına aykırı politikalar izlemiştir. Bize göre, Stalin’in, Ruslaştırma ve asimilasyon yolunda uyguladığı politikaların başında yeni toprak ve ekonomi sistemi, yani Kolhoz gelmektedir. Kolhoz, milli direnci ve milli bilinci sekteye uğratmada ve Türk soylu halkların mankurtlaşmasında en ölümcül ve en uzun soluklu darbe olmuştur.
Kolhoz, Rusça (kollektivnoye hozoystvo’dan kıslatma) bir kavram olup kolektif çiftlik demektir. 1920’li yıllarda ilk örneklerini gördüğümüz kolhoz sistemi, Stalin’n en önemli ve en kapsamlı politikası olarak 1930’ların başında yaygınlaşmaya başlamıştır. Kolektif çiftlikler, 1930’ların sonlarına doğru başta Türk dünyası olmak üzere tüm Sovyet coğrafyasına yayılmıştır. Kolektif Çiftlikler, Sovyet Hükümetinin halkın topraklarına el koyarak devletleştirdiği büyük tarım alanlarıdır. Yeni ekonomik sistemle birlikte özel mülkiyet büyük oranda sona ermiş, milli kimlikler daha hızlı asimilasyona uğramış ve Ruslaştırmanın önündeki engeller nerdeyse tamamen ortadan kaldırılmıştır. Kolhoz sistemi, Rusların yüzyıllardır Türkler üzerinde uyguladığı politikalar içinde bizce en son ve en ölümcül darbenin adıdır. Kolhozlar sayesinde, Sovyet hükümeti ve komünist parti, istediği her şeye çok kolay ve büyük oranda ulaşma imkanı bulmuştur.
Bu çalışmada kolhoz sisteminin kuruluş amacı, etkileri ve sonuçları ana hatlarıyla ortaya konacaktır. Bu sitemin, uygulamada ne tür bir etkiye ve sonuca sahip olduğu Cengiz Dağcı’nın ve Cengiz Aytmatov’un romanları özelinde değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler
kolhoz, Ruslaştırma, Türk dünyası, Aytmatov, Dağcı