Özet
AHMEDÎ DİVANINDA ZEKÂT
Belli bir zenginliğe ulaşan müslümanların mallarından vermekle yükümlü olduğu miktara zekât denilmektedir. Zekât dinî bir vazife olmakla birlikte toplum içindeki gelir dağılımını düzenleyerek toplumsal huzuru sağlar. Bu yönüyle zekatın, sosyal hayatı doğrudan ilgilendiren bir özelliği bulunmaktadır. Hayata ve insana dair konuların bir şekilde ele alındığı klasik Türk şiiri sosyal, kültürel ve ekonomik hayata doğrudan etki eden böyle bir ibadet için de farklı söylemler geliştirmiştir. Malın belirli bir miktarını ihtiyaç sahibine vermek ilkesinden hareketle klasik Türk şairleri zekâtı âşık-mâşuk, sultan-köle ilişkisi bağlamında farklı düşünce ve hayallerle şiirlerde işlemişlerdir. Sevgili mutlak güzellik sahibidir ve güzellik hazinesinin zengini olarak kapısında dilenen fakir âşıklara zekat vermekle yükümlüdür. Bu düşünce ve hayalin ilk örneklerine erken dönem Fars şiirinde rastlanmakla birlikte klasik Türk şairleri de benzer söyleyişlerde bulunmuşlardır. Klasik Türk şiirinin ilk şairlerinden biri olması sebebiyle bu çalışmada XIV. yüzyıl şairlerinden Ahmedî seçilmiş ve Ahmedî’nin divanında zekâtın nasıl ele alındığı incelenmiştir. Divanda zekat bazı beyitlerde, sadece dinî bir ibadet yönüyle işlenirken bazı beyitlerde de güzellik zengini sevgiliden âşıkların beklediği ilgi olarak ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler
Ahmedî, zekât, klasik Türk şiiri.