Özet
SADRİ MAKSUDİ ARSAL’IN TÜRK DİLİNE KATKILARI
1925’te Gazi Mustafa Kemal’in daveti üzerine Paris’ten Türkiye’ye gelen Maksudi; siyaset, hukuk, tarih ve dil alanlarında donanımlı bir bilim adamıydı. Maksudi, Türkiye’ye geldiğinde Türkiye, uluslaşma sürecinde olan yeni kurulmuş bir devletti. Bu yeni kurulan devlette halka millî kimliğin kazandırılması gerektiğini biliyordu ve nasıl kazandırılması gerektiğini de... Doğduğu topraklar ve gittiği ülkeler ona bu bilgi ve tecrübeyi edindirmişti. Abisi Hadi Maksudi, Kazan Türklerinin önde gelen ceditçilerindendi. 16 yaşındayken İsmail Gaspıralı ile tanışıp ondan dersler, tavsiyeler almıştı. Ortaöğretimde en yakın arkadaşı Ayaz İshaki’ydi. Paris’teki üniversite yıllarında Yusuf Akçura ile samimi olmuştu. Tüm bunlar ondaki “Türk Birliği” bilincini kuvvetlendirmişti. Ayrıca Rusya’daki duma üyeliği boyunca Radloff’tan Türkoloji dersleri almış; Türk lehçeleri, Türk grameri konusunda kendisini yetiştirmişti. Türkiye’ye geldiğinde de edindiği bu bilgi birikimi ve tecrüberiyle Türk Dil İnkılabına ışık tutmuştur.
Bu çalışmada Sadri Maksudi’nin ulusa bağlılığı kuvvetlendirici en önemli etkenlerden biri olan dil ile ilgili görüşleri anlatılacaktır. Etkilendiği fikrî akımlardan bahsedildikten sonra ilk ve tek edebî eseri olan Maişet, ardından da Kazan Tatar Türkçesini resmî dil statüsüne yükseltmek için neler yaptığı üzerinde durulacaktır. Devamında uluslaşma sürecindeki Türkiye Cumhuriyeti’nde dil konusunda hangi çalışmaların yapılması gerektiği, Türk dilinin şuurla işlenerek ulus ve dil arasındaki bağın nasıl kuvvetlendirilebileceği konusundaki önerileri ve görüşleri kitaplar, makaleler, gazete yazıları ve meclis tutanakları ışığında anlatılacaktır.
Anahtar Kelimeler
dil inkılabı, Kazan Türkçesi, uluslaşma, dilbilimi, ortak Türkçe.