Özet
ANLATMAYA NASIL BAŞLADILAR? "SÖZLÜ ANLATI İCRASINA ŞAHİT OLMAK"
Bu çalışma bir şahit olma eyleminin yazıya dönüşmüş halidir. Bu ifadeyle, bütün yaratılmışlarla kıyaslandığında düşünme ve konuşma özellikleri ile varlık değerini arttıran insanın, sıradan olmayacak kadar değerli hayatının günlük yaşamı veya bir ânı içindeki sözlü anlatılarının meydana geldiği, bağlam dediğimiz yaşam kesitinde, araştırmacı kimliğini geri planda bırakarak bulunmayı kast ediyoruz. Tek tek insanların bir araya gelip de çoğulu oluşturduklarında aslında paradoks bir şekilde kocaman bir teki meydana getirdiklerini, ortamda birbirleriyle kurdukları iletişimin her anında görmekteyiz. Bu oluşan birliğe ortak kültürel bellek de diyebiliriz. Başka bir ifadeyle, zaman ve mekan zemininde bir araya gelen insanlar, yaşamla ilintili olarak belli işlev ve amaçlar doğrultusunda zincirin halkaları gibi söz ve eylemleri neticesinde birbirlerine bağlanarak; sanat kelimesinin kavram değeri üzerinde durmak gibi tanım derdine de düşmeksizin, gönüllerinden geldiği, dillerinden döküldüğü şekliyle, sözlü sanat icra etmektedirler. Bu bize, sıradan günlük yaşamların aslında sıradan olmadığı, insanın her anında, bütünü/ ortak kültürel belleği yansıtabilecek cevherleri sanat olarak icra edebilecekleri anlayışını kazandırmaktadır. Bu bakımdan çalışmada iki anlatıcının günlük sıradan yaşamlarının bir ânında aktardıkları, bizim de şahit olduğumuz iki anlatı örneğini, anlatıcıların anlatılarına başlama sebepleri çerçevesinde irdelemiş bulunmaktayız. Bu bir bakıma insanımızı ve toplumumuzu kendi doğallığı içinde tanıma ve başkalarına tanıtma çabasıdır.
Anahtar Kelimeler
Anlatı, anlatıcı, dinleyici, bağlam, hatırlama, konuşma, söz öbeği.