XVI. YÜZYILDA TERCÜME EDİLEN BİR TIP METNİ “MECMA‛Ü’L-MÜCERREBÂT”
(A MEDICAL WORK TRANSLATED IN XVIth CENTURY NAMED MECMAÜ’L-MÜCERREBÂT
)
Yazar
|
:
Murat Muratoğlu
|
|
Türü |
:
Telif
|
Baskı Yılı |
:
2017
|
Sayı |
:
9
|
Sayfa |
:
309-321
|
Özet
Tıp; insanoğlunun varoluşundan bu yana -toplumlara göre farklılık göstermiş olsa da- gelişerek büyüyen bir bilim alanıdır. İnsanoğlu, hayatın kaçınılmazlarından olan hastalıklara ve ölüme çare bulmak amacıyla, tarihin ilk dönemlerinde sihir ve büyü ile başlayan sağaltma yöntemlerini zamanla, deneme-yanılma ve gözlem sonucunda elde ettiği bilgi birikimiyle hatrı sayılır bir noktaya getirerek, gelecek nesillere faydalanabilecekleri önemli tecrübeler nakletmiştir. Bu tarihi süreç içerisinde İslam tıbbı önemli ilerlemeler kaydederken, Türk tıbbı örnek aldığı İslam tıbbından hareketle, telif ve tercüme birçok eser meydana getirmiştir. Bu çalışmanın konusu, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi 190 arşiv numarasında kayıtlı XVI. yüzyılda Osmanlı Türkçesine tercüme edilen bit tıp metnidir. Eser, Necmeddîn Mahmud bin Ziyaeddîn İlyas Şirâzî’nin Ģâvî-i Sagîr adıyla meşhur olan El- Ģâvî fî İlmi’t-Tedâvî adlı eserinin Mecma‛ü’l-Mücerrebât adlı tercümesidir. Ahmed bin Bâlî tarafından hicri 987, (miladi 7 Mayıs 1579) tarihinde tercüme edilmiştir. Eser beş makale ve her makalenin kendi içerisindeki bablarından oluşur. Mütercim her babın sonuna birer fasıl eklemiştir. Genel sağlık bilgileri, vücudun her bir organın hastalıkları, ilaç yapımı, şifalı maddeler ve helva yapımı ile ilgili bilgiler vermektedir. Eser, içerik yelpazesi bakımından tıp, eczacılık, botanik, dilbilimi, halkbilimi, gastronomi gibi birçok disiplinin için kaynak olarak kullanılabilecek hacimli bir metindir.
Anahtar Kelimeler
Mecmaü’l-Mücerrebât, Ahmed bin Bâlî, Osmanlı tıbbı
Abstract
Medicine is a branch of science which has been developing since its existence although it changes according to different societies. Human beings in order to find remedies, beginning with magic and glamour and developing with knowledge gathered from experience and observation for illness and death which are inevitable aspects of life, carried the cure methods to a respectable level, and transferred them to the following generations for their utility. Within this developments, while Islamic medicine made e great process, Turkish medicine formed many original and translated works with reference to Islamic medicine. In the present study, a work translated in 16th century in Anatolia, registered with archive number 190 in İstanbul university "Nadir Eserler" library work is introduced. The work is translated version of Mecma?ü’l-Mücerrebât, named El- Gâvî fî İlmi’t-Tedâvî and known as Gâvî-i Sagîr by Necmeddîn Mahmud bin Ziyaeddîn İlyas Şirâzî. It was translated by Ahmed bin Bâlî on 7th May 1578 (987 hijri). The work consists of five chapters, and each chapter has its own parts. The translator added a part at the end of each chapter. It gives information about general health issues, the illness of each organ, preparing medicine, curative materials and halva preparation. It has the potential to be used as a source book for medicine, pharmacy, botanic, linguistics, folklore, gastronomy in terms of wide range of knowledge it includes.
Keywords
Mecmaü’l-Mücerrebât, Ahmed bin Bâlî, Ottoman medicine