TÜRK EDEBİYATINDA MU’AMMA ve SÜRÛRÎ’NİN “ŞERH-İ MU’AMMEYÂT-I MÎR HÜSEYİN” ADLI ESERİ
(MU’AMMÂ IN TURKISH LITERATURE AND SURURI’S WORK CALLED “SHARH-I MU’AMMAYAT-I MIR HUSAYN”
)
Yazar
|
:
Dr. Tolga Öntürk
|
|
Türü |
:
Telif
|
Baskı Yılı |
:
2017
|
Sayı |
:
11
|
Sayfa |
:
222-239
|
Özet
Kelime anlamı “gizlenmiş ve güç anlaşılır söz” olan mu’ammâ, edebiyatımızda bir ismin gizlenmesi şeklinde düzenlenmiş bilmecelere verilen addır. Başlangıçta Allah’ın doksan dokuz ismi hakkında yazılan mu’ammâlar, sonradan insan isimleri için de yazılmıştır. İnce zekâ ve derin bir birikim gerektiren mu’ammâ düzenleme ve çözme hususuna, şairlerimiz büyük önem vermişlerdir. Mu’ammâ, birçok nazım şekli gibi edebiyatımıza Fars edebiyatından geçmiştir. Türk edebiyatında XV. yüzyıldan itibaren Ali Şîr Nevâyî ile başlayan mu’ammâ söyleme geleneği, Muidî, Emrî, Muammâyî Ali ile devam eder. Türk edebiyatında mu’ammânın tarifi, tanımı ve çözüm yolları üzerine bazı eserlerde ve risâlelerde çeşitli bilgilere rastlamak mümkündür. Fuzûlî’nin “Mu’ammâ Risâlesi”, Bedri Dilşâd’ın “Murad-nâme” ve Feyzî’nin “Gül-i Sad-berg” adlı risalesinde mu’ammâların çözümüne ve düzenlenmesine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Bu eserlerin yanı sıra, mu’ammâ üzerine yazılmış şerhler de bu türle ilgili önemli bilgiler ihtiva eder. Bunlardan Sürûrî’nin Molla Câmî, Mir Hüseyin Mu’ammâyî ve Ali Ker’in mu’ammâları üzerine yaptığı şerhler oldukça önemlidir. Bilhassa Şerh-i Mu’ammeyât-ı Mir Hüseyin adlı eserde, mu’ammâların çözüm yollarını anlatan Sürûrî’nin, bu fendeki ustalığı da ortaya çıkar.
Bu çalışmada, Türk Edebiyatında “şerh ve mu’amma” konuları hakkında bilgi verilmiş, Surûrî’nin “Şerh-i Mu’ammeyât-ı Mîr Hüseyin” isimli eseri nüshaları ile birlikte tanıtılmıştır
Anahtar Kelimeler
Surûrî, Mu’ammâ, Mir Hüseyn, Şerh, Türk Edebiyatı
Abstract
Literally meaning “hidden and ambiguous word,” mu’amma in our literature denotes riddles arranged by hiding a name. Mu’ammas were initially authored for God’s ninety-nine names, but they were later written for human names as well. As the mu’amma arrangement and analysis require keen intelligence and deep knowledge, our poets placed great emphasis on it. Like many other verse types, mu’amma was transmitted to our literature from the Persian one. In the Turkish literature, the tradition of reciting mu’amma started in 15th century with Ali Shir Nava’i and continued with Baki, Sultan Cem, and Muammayi Ali. One may find in some works and treatises some information about the definition, description, and ways of analysis of mu’amma. Fuzuli’s “Treatise on Mu’amma,” Bedri Dilshad’s “Murad-nama,” and Feyzi’s “Gul-i Sad-berg” include information about the arrangement and analysis of mu’ammas. In addition to these works, commentaries on mu’amma contain important information about this genre. Among them, Sururi’s commentaries on the mu’ammas of Mulla Jami, Mir Husayn Mu’ammayi, and Ali Ker are quite important. Especially Sharh-i Mu’ammayat-i Mir Husayn, in which Sururi tells about the ways of analysis of mu’ammas, reveals his expertise in this technique.
In this work, information about "commentary and mu'amma" topics was given in Turkish Literature and it was introduced along with the copies of his work named " Sharh-i Mu’ammayat-i Mir Husayn ".
Keywords
Sururi, Mu’amma, Mir Husayn, Commentary, Turkısh Literature