SADRİ MAKSUDİ ARSAL’IN TÜRK DİLİNE KATKILARI
(SADRİ MAKSUDI ARSAL’S CONTRIBUTION TO TURKISH LANGUAGE
)
Yazar
|
:
Arş. Gör. Betül Aydoğan
|
|
Türü |
:
Telif
|
Baskı Yılı |
:
2019
|
Sayı |
:
17
|
Sayfa |
:
217-234
|
Özet
1925’te Gazi Mustafa Kemal’in daveti üzerine Paris’ten Türkiye’ye gelen Maksudi; siyaset, hukuk, tarih ve dil alanlarında donanımlı bir bilim adamıydı. Maksudi, Türkiye’ye geldiğinde Türkiye, uluslaşma sürecinde olan yeni kurulmuş bir devletti. Bu yeni kurulan devlette halka millî kimliğin kazandırılması gerektiğini biliyordu ve nasıl kazandırılması gerektiğini de... Doğduğu topraklar ve gittiği ülkeler ona bu bilgi ve tecrübeyi edindirmişti. Abisi Hadi Maksudi, Kazan Türklerinin önde gelen ceditçilerindendi. 16 yaşındayken İsmail Gaspıralı ile tanışıp ondan dersler, tavsiyeler almıştı. Ortaöğretimde en yakın arkadaşı Ayaz İshaki’ydi. Paris’teki üniversite yıllarında Yusuf Akçura ile samimi olmuştu. Tüm bunlar ondaki “Türk Birliği” bilincini kuvvetlendirmişti. Ayrıca Rusya’daki duma üyeliği boyunca Radloff’tan Türkoloji dersleri almış; Türk lehçeleri, Türk grameri konusunda kendisini yetiştirmişti. Türkiye’ye geldiğinde de edindiği bu bilgi birikimi ve tecrüberiyle Türk Dil İnkılabına ışık tutmuştur.
Bu çalışmada Sadri Maksudi’nin ulusa bağlılığı kuvvetlendirici en önemli etkenlerden biri olan dil ile ilgili görüşleri anlatılacaktır. Etkilendiği fikrî akımlardan bahsedildikten sonra ilk ve tek edebî eseri olan Maişet, ardından da Kazan Tatar Türkçesini resmî dil statüsüne yükseltmek için neler yaptığı üzerinde durulacaktır. Devamında uluslaşma sürecindeki Türkiye Cumhuriyeti’nde dil konusunda hangi çalışmaların yapılması gerektiği, Türk dilinin şuurla işlenerek ulus ve dil arasındaki bağın nasıl kuvvetlendirilebileceği konusundaki önerileri ve görüşleri kitaplar, makaleler, gazete yazıları ve meclis tutanakları ışığında anlatılacaktır.
Anahtar Kelimeler
dil inkılabı, Kazan Türkçesi, uluslaşma, dilbilimi, ortak Türkçe.
Abstract
Sadri Maksudi who came to Turkey from Paris upon the invitation of Gazi Mustafa Kemal in 1925; was a scientist well-informed in politics, law, history, and language field. When Sadri Maksudi came to Turkey, which was in the process of nationalization, was a new state. In this newly created Turkey State, he knew that national identity had to be giving to the public. It was the land in which he was born and they were the countries to which he went that gave him knowledge and experience. His brother Hadi Maksudi, was one of the leading Jedidist of the Kazan Turks. When he was 16, he met İsmail Gaspıralı. Maksudi learned lessons and took advices from him. Ayaz İshaki was his best friend in secondary school. He had been sincere with Yusuf Akçura during his university years in Paris. All these increased his awareness of "Turkish Union". In addition, he took courses on Turcology from Radloff during his membership to the Duma in Russia. He boosted his knowledge about Turkish dialect and Turkish grammar.
In this study, we will explain his opinions about Turkish language. Firstly, we will talk about the ideological currents that it was affected. We will mention his first and only novel named Maişet and then how he struggle to boost Kazan Turkish as an official language. Then we will focus on his language opinions which was in the Republic of Turkey in the nation-building process. We will talk about his advice relate to what kind of studies, which arrangements should be made for Turkish language. We will tell all these based on books, articles, parliamentary minutes.
Keywords
Language reform, Kazan Turkish, nationality, linguistics, common Turkish.